Gençlik Örgütleri Forumu (GoFor) olarak hazırladığımız “Türkiye’de Fosil Yakıt Temelli Ekonomi ve Gençlik Hakları” başlıklı katkı raporumuz, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi’nin 59. Oturumu kapsamında yayımlanacak olan özel raportör raporuna iki ayrı başlıkta doğrudan dahil edildi. Böylece hem Türkiye’de genç çevre aktivistlerine yönelik sistematik baskılar hem de gençliğin iklim krizinden orantısız şekilde etkilenen bir grup olduğu ilk kez bu düzeyde bir BM belgesinde tanındı.
Raporumuz, BM İklim ve İnsan Hakları Özel Raportörü Elisa Morgera’nın sivil topluma yönelik küresel çağrısına cevaben hazırlanmıştı. Dünya genelinden 110’u aşkın katkı arasından seçilen raporumuz, “Ekonomilerimizin Fosil Yakıtlardan Arındırılmasının Zorunluluğu” başlıklı özel raportör raporunda (A/HRC/59/42) iki farklı bölümde atıfla yer aldı. Bu belge, 16 Haziran – 11 Temmuz 2025 tarihleri arasında Cenevre’de düzenlenecek BM İnsan Hakları Konseyi toplantısında Konsey üyelerine sunulacak.
Gençlik, fosil yakıt krizinin mağduru ve muhatabı olarak tanındı
Raporun ilk atfı, gençliği iklim krizinden orantısız şekilde etkilenen temel hak sahibi gruplardan biri olarak tanımlıyor. Böylece GoFor’un raporu gençliğin yalnızca krizin mağduru değil, aynı zamanda dönüşüm politikalarının eşit paydaşı ve öznesi olarak tanınmasına katkı sundu:
“Tüm Devletler, işçiler ve sendikalar, iklim değişikliğinden en çok etkilenen hak sahiplerinin temsilcileri, Yerli Halklar, Afrikalı kökenli topluluklar, köylüler, kadınlar, çocuklar ve gençler ile ilgili Devlet temsilcilerinin bilgili ve anlamlı katılımıyla birlikte, fosil yakıtlardan arınmaya yönelik kapsayıcı süreçleri derhal başlatmalıdır”.
Bu ifade ile birlikte gençlerin ekonomi politikalarının dönüşümünde söz sahibi olması gerektiği BM düzeyinde resmen tanınmış oldu.
Türkiye’deki fosil yakıt şirketlerinin genç aktivistlere yönelik şiddeti BM gündeminde
İkinci atıf ise, Türkiye özelinde sunduğumuz analizlere dayanıyor. Fosil yakıt temelli mega projelerin genç aktivistlere yönelik fiziksel ve yapısal şiddetle ilişkisi BM düzeyinde görünür hale getirildi. Bilimsel bilginin çarpıtılması, üniversitelerin araçsallaştırılması, bağımsız bilim insanlarının sindirilmesi ve çevre savunucularına yönelik yargı tacizleri gibi örnekler, şu ifadeyle rapora yansıdı:
“Fosil yakıt kaynaklı iklim değişikliğinin yıkıcı etkilerine dair bilgi en azından 1960’lara kadar uzanmaktadır. Bu bilgi doğrultusunda zararları önlemek yerine, fosil yakıt şirketleri iklim biliminin güvenilirliğini çarpıtmış, üniversite bağlantılarıyla fosil yakıt etkili araştırmalara meşruiyet kazandırmış, bağımsız iklim bilimcilerini sindirmiş ve onların bilimine dair şüphe üretmiştir. Bu şirketler ayrıca çevre insan hakları savunucularına yönelik saldırıların, yargı tacizi gibi yöntemlerle, eleştirmenlerini susturmak, korkutmak veya cezalandırmak amacıyla kullanıldığı olaylardan da sorumludur.”
GoFor’un Türkiye bağlamında sunduğu analiz sayesinde, özellikle regülasyonsuzluk nedeniyle mega madencilik projelerinde yaşanan iş cinayetleri ve bu cinayetlere karşı gelişen gençlik temelli protestoların bastırılması, Birleşmiş Milletler’in resmi insan hakları belgelerine taşınmış oldu.
GoFor’un raporuna erişmek için tıklayın.
Elisa Morgera’nın kaleme aldığı raporun tam metnine erişmek için tıklayın.